DİĞER
"Portreler büyük, görkemli, iyi çalışılmış, derinlemesine çözümlemeler içeren yazılar değildir. Gelişigüzel yazıldığı bile söylenebilir. Onları keskin bir zekânın, külyutmaz bir kişiliğin, hırslı ve hayli öfkeli bir benliğin kalemi yazmıştır. Dünyayı tanıyan bir bilinç, geniş bir kültür etrafına bakmakta, kıvılcımlar çakmakta ve çoğu zaman da kırk birinci odanın kapısını aralamaktadır."
"23 Nisan 1968’de Akşam gazetesinde Çetin Altan’ın kaleme aldığı “Eğlenin yavrularım, eğlenin” başlıklı yazı daha sonra Çetin Altan’ın kendi sesinden plak olarak da yayınlanır. Altan’ın 1968’de yazdığı ve hâlâ eskimeyen bu yazısına Nâzım Hikmet’in “Kerem Gibi” adlı şiiri de eşlik etmektedir."
"Tarihi dönemler, siyasi çevreler, şahsiyetler, zaman içinde soyut bir mahiyet kazanır. O dönemlerde yaşananlar ve yaşayanlar, zamanında ne ifade eder bilinmez, şahsiyetlerin her zaman pek çok çeşit olduğu unutulur, bazılarının şimdilerde etrafımızdakilere ne denli benzer olduğu düşünülemez. Hatırat, biyografi okumak bu bakımdan çok ufuk açıcıdır. Bunlara ‘portre’ yazılarını, kitaplarını eklemek gerek..."
Kütüphanelerimiz entelektüel kimliklerimizdir. Pek çok kitabı dışarıda bırakmak pahasına kitaplığımızın raflarına dâhil ettiğimiz kitaplar, bütün bir hayatımızın tercih ve tutkularını yansıtır
Çetin Altan yaşasaydı, bugün 91 yaşına basacaktı. Altan'ı, aramızdan ayrılışının üçüncü yılında sevgi, saygı ve özlemle anarken, umudumuzu biraz da onun kelimeleriyle korumanın minnetini duyuyoruz...
Neden Çetin Altan'ın Refik Halid'le karşılaştığında “Hâlâ piyanoya çivi çakıyorlar üstad” dediğini, neden bu memlekette piyanoya çivi vuranlardan olmayanların piyanolarına ısrarla ve mütemadiyen çivi çakıldığını şimdi anlıyordum...
Çetin Altan'ın sosyalizm hakkında yazdığı bir kitabı yeniden yayımlamak sahiden anlamlı mıdır? Bize göre, evet, anlamlıdır. Çünkü...
12 Mart romanlarında, iktidar önemli bir kavram olarak belirir; politik meşruiyet ve güç için verilen savaş, pek çok romanda bunların eksikliğinden veya tehdit altında olmasından duyulan tedirginliği belirginleştirir
Yaşar Kemal hapisteki Çetin Altan için 1973’te yazıyor, Mehmet Altan bu yazıları 2017’de Yaşar Kemal ve Çetin Altan’ın vefatından iki yıl sonra hapiste okuyor...
Levent Cantek: Sadece yazarlar değil herkes çok yazıyor, çok şey söylüyor, çok konuşuyor. Dedikodu, magazin, tanışıklık, aktüalite çok karışıyor, böyle olunca biri hakkında yazmak zorlaşıyor
88 yıllık ömrü boyunca edebiyatın her alanında eser veren, gazete yazılarıyla da edebiyat yapılabildiğini gösteren Çetin Altan, ölümünün birinci yıl dönümünde, oğullarının ol(a)madığı bir salonda anıldı. Karamsarlık diyemem, ama burukluk hâkimdi
Özledik. Kimse özlemediyse de ben özledim seni. İşte bu satırları da kendim için yazıverdim, öylesine, sonsuzlukta yaktığın meşaleden ışık çalmaya çabalarken. Her şey için teşekkürler...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık